Kameri Ayın Sekizi
bugün biraz erken girdim yatağa 3 buçuk gibi. kameri ayın sekizi bugün. her ay sekizi ile on ikisi arası ay tam penceremden görünür. seyretmeyi umuyordum, yetişemedim.
bugünlerim ot gibi geçiyor. her gün en az 1 saat dışarı çıkan ben, birkaç gündür evden dışarı adımını atmıyor. çıkasım var da canım sıkılıyor; ne yapacağım? şu seçeneklere bak
-asi’ye karşı marlboro
-antakya’ya karşı marlboro
-harbiye’ye karşı marlboro
hepsi birbirinden güzelken aynı zamanda berbat. ha bir de yürüyerek gitmesi var bunlara oturduğun yerde terleten sıcakta. her neyse yarın çıkayım da bir piyasa kontrolü yapayım.
3 yıl önce bi köşeye yazdığım yazıya denk geldim bu gün. yazı biraz uzundu ama şu kısmı:
“…..
bu gece içimde değişik bir his var. sanki uyuyacağım ve uyanamayacağım. eğer böyle bir şey olursa kendime çok kızarım çünkü bunu ben yapacaktım ama şu var ki ya olursa? düşünmem gerek. birkaç saat sonra ölecek olan adam ne yapar? hayatta yapmak istediği, olmasını istediği ne varsa. peki benim neydi? ulan çok bir şey yok hadi at hepsini çöpe de şöyle türkiyeyi görmeden mi gideceğim?
…”
diye yazmışım.
yazıyı okurken bir düşündüm acaba şimdi olmasını istediğim ne var? yok. olmazsa olmaz dediğim hiçbir şey yok. ha tamam 5 buçuk maddemiz var amma sabaha çıkamayacak olsam oturup onlara vakit ayırmam sabahı beklemeden hakkıma kavuşurdum.
ne mutlu ki zamanında bir isteğim varmış ve ne mutlu ki gerçekleştirebilmişim ve en azından bir şey istemeden gitti de demeyecekler.
çünkü biliyorum daha gömülmeden unutulacağımı. kim ne diyecek?
fotoğraf: ilhan abi, orange nigga, entel ve vukuat dayılar ile sanat galerisi açılışı sırasında adliye koridorlarındaki sayko anılarımı anlatırken