Ramazan
evet ramazan başlayalı 11-12 gün oldu herhalde ve hayat çok garip. bu sene için geçerli değil bu. türkiye’ye geldiğimden beri ramazan , ramazan değil sanki. yani nasıl anlatayım suudi arabista’da bir farklıydı sanki. elbette bir ayı seçip ona anlamı biz yükledik ama onu yaşamak çok ayrı bir şey.
türkiye’ye geldiğimden beri yaptığım iftarları düşünüyorum ; 1 bardak su anca içiyorum o da kendimi zorlayarak. bu sene tüm gün evdeyiz eyvallah da önceki yıllarda sabah 8 akşam 8 çalışıyordum ve o zaman da 2 bardak içecek kadar susadığımı hatırlamıyorum.
11 gündür yaşadığım şu ;
ezan başladı, müezzin allahuekber dedi, sudan 2 yudum aldık ve yemeğe daldık. ezan bittiğinde doyduğumu hissediyordum. arabistanda ezan + 5 dakikayı su içmeye harcardık. ezan bitmeden yemeğe başlayana ilginç ilginç bakılırdı. zaten çoğu kişi iftarı evde yapmaz , 4 milyon kişilik mescid bahçesine sofralar kurulurdu. yani iftara 5 kala herkes önünde 5-6 bardak yığar dolu dolu içerdi.
-yhaa orucu uykuya tutturuyonuz zaten nhası bu kadar susuyonuz?
diye soran olacaktır ki çok olmuştur bana. turizm sektöründe değilseniz zaten 2-3 e kadar uyursunuz. ve altı üstü! 5 saat boyunca ayık kalmak bile bu kadar susatırdı.
yani arabistan sıcağı adamın götünden kan alırdı kan.
aklıma gelmişken; ikindi namazından sonra medine ve mekke’de özellikle mescidlere ve boş görülen her alana sofra açarlar, hani türkiye’de belediye ayda 1 defa iftar çadırı açar ve 1 yıl lafını yapar ya belki alışık değilsinizdir. bir gün abdullahla-selam olsun özbek anarşizm derneği kurucusuna- vakit geçirmek için haremi baştan sona dolandık ve kaç kişilik iftar sofrası açılıyor diye saydık. (bu arada harem=mescid nebevidir yani oradakiler “haram bölge” derler).
bahçede 1 milyon kişilik sofa açılıyor, mescid binasının içerisine 300 bin civarı, ve hemen civarı oteller bölgesine 100 bin kadar.
ha tabi yolda yürürken biri gelir size yemek verir almanız için zorlar, hatta iftara yetişememiş ve ezan okunurken yürüyorsanız şak diye biri gelip ağzınıza hurma tıkayabilir.
bir gün iftara yarım saat kala dükkanı kapattık ve hareme geçtik, bir arkadaşım sofra açıyordu onun sofrasına gidecektim, yolda iki kişi birden yanıma geldi soframa gel diye -zaten sofra açanlar sağa sola dizilip sofrasına adam götürür- neyse baktım ‘la ne diyecem şimdi? ‘ bir anda embesile dönüştüm. bunlar hafiften tartışmaya başladı ; yok benim soframa gelcek , yok benimdi falan. baktım iş hararetleniyor ‘beyler benim sofram var zaten ben de sizin gibiyim’ dedim. olay kapandı.
diyeceğim o ki bazı insanlar ben daha çok iyilik yapıcam diye yarışırdı.
her ne kadar türkiyede ve diğer avrupa ülkelerinde insanlar suudilere atıp tutsa da; arap boktur falan tarzı. elbette kendilerince haklılık payları vardır. ben de şahsen orada yaşamış biri olarak birçok kötülüklerini görsem de genellemek yanlıştır.
ki araplar insan bile değildir diyenlerin çoğu ölümden kaçan suriyelilere kötü davrandığından; bu tiplere genelde ‘iyilikte yarışan’ arapların tırnağı bile olamazsınız derim.
neyse yav su’dan nelere gelmişiz.
ben ramazanda iftara oturduğumda deli gibi susamak sadece dakikalarca su içerek yemek yemeyi unutmak istiyorum ve maalesef ki bu türkiyede olmuyor . -iyi bir şey mi kötü bir şey mi o da tartışma konusu :).-
Fotoğraf 2017 den , orijinalini bulamadım. yanımdaki doğu türkistan komünizm lideri namı değer niyazi :).