Ben Öleceğim
herkes gibi
ama hissediyorum, ben yağmurlu bir günde öleceğim. cenazeme sadece birkaç kişi katılacak cami cemaatinden.
“nasıl bilirdiniz?” diye hoca sorduğunda bilmedikleri halde “iyi bilirdik” diyecekler.
ama içinden küfür edecekler, “bu yağmurlu günde ne yoruyorsun bizi?” diye düşünecekler.
ben öleceğim, ve kefenim simsiyah olacak, çamurdan ve günahlarımdan. ama sadece çamuru görecek beni gömecek kişiler.
arkamdan ağlayacak kimse olmayacak, ya benden önce gitmiş olacaklar ya da var olmayacak.
vasiyetimdeki tek madde
mezarımın başında “kuran okumayın” diye tembih içerecek. “yaşayanın anlamadıklarını ölüler nasıl anlasın?” sorumu tekrar tüm insanlığa soracağım.
kürek kemiğimdeki izi düşünecek cenazemi yıkayan adam. “bu ne lan?” diyecek. şanslıysa cevap vermeyeceğim.
ben öleceğim ve bu hayatımda emin olduğum tek şey bu.
ölmeden önce herkese borç takacağım, küfür borcu.
küfür etmeden duramayacak kimse. tek bir iyi söz almak istemem o pis ağızlarınızdan.
ben öleceğim ve cenazem sabah namazında kılınacak.
cenazem belki türkiye’nin nerede olduğunu bilmeyen biri tarafından kıldırılacak.
ben öleceğim ve ölmeden önceki son günümü biliyorum ve o gün, bütün günümü sahilde geçireceğim.
ben ölmek üzereyken, azrail canımı alırken ona diyeceğim ki “seni bekliyordum”.
ben ölürken sesim çıkmayacak, çıkarsa da bir tek teknedeki balıkçılar duyacak.
ben belki de ölmeyeceğim.
belki de cenazem kılınmayacak.