Abdulbaki ve Okul Tabelası Hk.
bayadır bir fotoğraf hikayesi gelmiyordu. gelsin o zaman bakalım.
yanımdaki Abdulbaki, muhtemelen bu yazıyı okuyacak öncelikle saygı ve sevgilerimi iletiyorum.
hani bazı insanlar vardır, ailenizden değildir akrabanız da değildir ama hayatınızda hep vardır ve çıkarmak istemezsiniz ve bu aklınızdan dahi geçmez. ya da ne bileyim mesela telefonsuz bir hayat şu zamandan sonra kaçınılmaz ya da düşünsenize kafanız yok. işte öyle bir şey. son zamanlarda görüşemesek de (sebebi sadece üşengeçlik). ve her görüştüğümüzde :
“+reis sen türkiyeye gel ben düzceye gelcem
-tamam ben de hataya gelcem”
desek de 2 yıldan uzun süredir görüşemedik.
gelelim fotoğrafa; fotoğraf 2018’den . okula gitmiştim son kez. birkaç güne türkiyeye gideceğim. kapıdan çıktım sonra kendi kendime dedim ki “lan benim okulun tabelasında niye hiç fotoğrafım yok?” ve sonra “nasıl okulun tabelasında fotoğrafım olsun a*k?” ve de “niye okulun tabelasında fotoğrafım olsun a*k?” soruları geldi ama bi kere akla düşünce… hemen çekileyim dedim. derken Baki geldi arkamdan gel beraber çekilelim dedik. ve öyle işte. sonra olaysız dağıldık. nerden bilebilirdik belki son kez orada görüşeceğiz. tabi ki hayır lan. beni intihar etmeden önce tamamlamam gereken listem var 5 maddeliydi aha 6.yı ekliyorum:
-Baki’nin Passat’ı sürülecek.
hadi bakalım.
neyse “sen Türkiye’ye gel ben Düzce’ye geleceğim”