Alışkanlıklar ve 24.06.20

alışkanlıklar biraz ilginç biraz da iyidir aslında. sen olduğun için vardır. yani şöyle; bazı alışkanlıkların seni sen yapar. örneğin bana marlboro diyen vardır (e alışkanlığı söylemeye gerek yok).

 

soğan ve patlıcan yemediğim için sürekli eleştirilirim. ulan insanın kriteri olur bir kere, her şeyi yersen diğerlerinden farkın ne olur?

 

arabistan’da bir zamanlar yaşarken hep derdim ki “bu türkiye’deki insanlar niye sıkılıyor ki? canın mı sıkıldı? çık gez” derdim. ve kendi kendime; eğer türkiye’ye gidersem her gün boş yere de olsa 1 saat dışarı çıkacam demiştim. evet türkiye’ye geldim ve her gün dışarı çıkıyorum.

 

bunu kullananlar da var elbet. köteklide yeniköye yürürdüm her gün. millet market malzemesini bana alırdı. dönerken cebimde 5 kilo tütün, sigara kağıdı, filtre bankasına dönerdim.

 

yolda yürürken ayağım takılsa, bileğim burkulsa hemen; “Düşmez kalkmaz bir Allah’tır” derim. tabi sagopanın da katkısı var bunda. he ya kaç yıl oldu sagopa dinlemeyeli. 5 mi 6 mı? hatta dur lan ne zamandır şarkı dahi dinlemiyorum. kafam çok dolu. saçlarım beyaz olup çıkacam 3-5 güne. çakma manuş baba misali.

 

en sevmediğim alışkanlığım da düşünmektir. düşünmemek rahatlıktır. ama fiilen

 

düşünürseniz de yorgun olursunuz, manen, ruhen ve fiilen

 

sizde de oluyor mu bilmiyorum, mesela bende toplumsal duyarlılık yoktur fazla, siyaseti de takip etmem öyle çok. ama bazen ölen insandan, uçan kuştan, çalınan paradan, işgal edilen ülkeden, aklanan paradan, giden yolsuzluktan sanki bir şey yapabiliyormuşum da yapmamışım. suç bende zannediyorum.

 

sonra zaten unutuyorum ama bu kafaya o da ekleniyor.

 

bu arada bana gülmeyi öğretebilecek var mı? en azından fotoğraflarda. bu aralar şopa sardım bari maske şoplayam

Yorum Bırak

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.